İşte Hürriyet gazetesi yazarı Zeynel Balcı'nın bu haftaki yazısı...
İç ve dış piyasalarda olumlu hava devam ediyor. İçeride ekonomi yönetimindeki değişimin ardından Merkez Bankası’nın (TCMB) piyasa beklentilerine uygun olarak faiz artırımı yapması, yabancı yatırımcıların 13 Kasım haftasında hisse senetlerinde 614 milyon dolar, tahvil bonoda (DİBS) 294 milyon dolar olmak üzere toplamda 908 milyon dolar alım gerçekleştirmesi iyimserliği artırdı. Bu rakam haftalık bazda 2017 yılından bu yana en yüksek alım tutarı. Ekonomi cephesindeki son gelişmeler gerek iç gerekse dış finans çevrelerinde olumlu yankı buldu. Yabancı yatırım banka raporlarına yansıyan bu görünüme ünlü yatırımcı Mark Mobius “Türk piyasalarına güven artacak” diye katkı yaptı.
OLUMLU ALGI
Dış bakışı gösteren Türkiye’nin CDS oranı (risk pirim) uzun süre 500’lü seviyelerin üzerinde seyrettikten sonra geçen hafta 370’li seviyeleri gördü. Dış piyasalarda ‘aşı’ haberleri sonrası başlayan iyimserlik içeriye pozitif katkı yapan bir başka gelişme oldu. ABD başkanlık seçimlerinin sorunsuz geçilmesi, piyasaların Joe Biden yönetimine kredi tanıması, COVID19’a karşı Pfizer-BioNTech ve Moderna’nın geliştirdiği aşılar dış piyasalarda olumlu algıya neden oldu. Önümüzdeki haftalarda Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nden (FDA) onay alınırsa yasal süreç tamamlanmış olacak. Ardı ardına gelen iyi haberleri piyasalar fiyatlamaya devam ediyor.
Şimdi soru, sayılan gelişmeler piyasaları daha ne kadar taşıyacak? Borsa İstanbul’un ve döviz kurlarının geldiği seviyelere bakılırsa belli ölçüde fiyatlanmanın yapıldığı görülüyor. Ancak bu aşamada Borsa İstanbul’daki çıkış hareketinin gücünü koruduğunu da ilave etmek gerekecek. Dolar/TL kurunun sert geri çekilme sonrası 7.50 TL seviyesinin üzerinde zayıf da tepki alımlarıyla karşılaşması, Borsa İstanbul’u bu seviyelere taşıyan banka hisselerinde cuma günü biraz kâr satışı gelmesi kayda değer gelişmeler. Borsa İstanbul’da çıkışın devamı için yeni para girişleri lazım. Döviz kurlarındaki düşüş için de yabancı girişleri veya 225 milyar dolara ve toplam mevduatta yüzde 56 paya ulaşan bankalardaki döviz mevduatının çözülmesi gibi gelişmeleri görmek gerekecek. Piyasalarda iyimserlik sürmekle birlikte kâr satışı ve düzeltme olasılığını da dikkate almak gerekecek.
MERKEZ BANKASI BEKLENTİLERİ KARŞILADI
Merkez Bankası’nın perşembe günkü toplantısı piyasalar tarafından merakla bekleniyordu. Son aylarda toplantı sonrası sıkça gördüğümüz sürprizler bu defa olmadı. Ekonomi yönetimindeki değişimler sonrası verilen ‘piyasa dostu’ açıklamalar uygulamaya yansıdı. TCMB gösterge faiz oranının 4.75 puan artırarak yüzde 15 seviyesine çekti. Ayrıca sadeleştirmeye giderek fonlamaların haftalık repo (gösterge faiz) üzerinden yapılacağını açıkladı. Belirsizlik kalkarken daha öngörülebilir politikalar öne çıktı. Bilindiği üzere piyasalar belirsizliği sevmez. Ayrıca enflasyonun (TÜFE) yüzde 11.89 olduğunu veya yılın muhtemelen yüzde yaklaşık 12.00 gibi bir enflasyon ile tamamlanacağı dikkate alınırsa 3 puan civarında bir reel getiri sağlanmış olacak. Bu açıdan enflasyonda olağandışı yükselişler olmazsa faiz oranının bir süre bu seviyelerde kalması olasıdır. Yeni artışlar zor görülmekle birlikte TCMB’nin toplantı sonrası yaptığı duyuruda geçen parasal sıkılaştırma uygulanacağı açıklaması sonrası faiz indirimi de bir süre için söz konusu değil gibi. Diğer yandan TCMB’nin gösterge faiz oranını yukarı çekmekle yeni bir yük getirmiş olamayacak. Zaten bir süredir ‘örtülü faiz artırımı’ yoluyla TCMB piyasaları 14.75-14.80 faiz oranlarıyla fonluyordu. Gösterge faiz yani haftalık repo faizinden fonlama yapmıyordu. Bu açıdan gösterge faizin yüzde 15 seviyesine çekilmesiyle uygulamada 0.20-0.25 puanlık bir faiz artırımı gerçekleşmiş oldu. Kredi ve mevduat faiz oranlarında çok fazla bir yükselişe neden olmayacak.
DIŞ BORSALAR DA ZİRVELERDE
İç ve dış piyasalarda olumlu hava devam ediyor. İçeride ekonomi yönetimindeki değişimin ardından Merkez Bankası’nın (TCMB) piyasa beklentilerine uygun olarak faiz artırımı yapması, yabancı yatırımcıların 13 Kasım haftasında hisse senetlerinde 614 milyon dolar, tahvil bonoda (DİBS) 294 milyon dolar olmak üzere toplamda 908 milyon dolar alım gerçekleştirmesi iyimserliği artırdı. Bu rakam haftalık bazda 2017 yılından bu yana en yüksek alım tutarı. Ekonomi cephesindeki son gelişmeler gerek iç gerekse dış finans çevrelerinde olumlu yankı buldu. Yabancı yatırım banka raporlarına yansıyan bu görünüme ünlü yatırımcı Mark Mobius “Türk piyasalarına güven artacak” diye katkı yaptı.
OLUMLU ALGI
Dış bakışı gösteren Türkiye’nin CDS oranı (risk pirim) uzun süre 500’lü seviyelerin üzerinde seyrettikten sonra geçen hafta 370’li seviyeleri gördü. Dış piyasalarda ‘aşı’ haberleri sonrası başlayan iyimserlik içeriye pozitif katkı yapan bir başka gelişme oldu. ABD başkanlık seçimlerinin sorunsuz geçilmesi, piyasaların Joe Biden yönetimine kredi tanıması, COVID19’a karşı Pfizer-BioNTech ve Moderna’nın geliştirdiği aşılar dış piyasalarda olumlu algıya neden oldu. Önümüzdeki haftalarda Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nden (FDA) onay alınırsa yasal süreç tamamlanmış olacak. Ardı ardına gelen iyi haberleri piyasalar fiyatlamaya devam ediyor.
Şimdi soru, sayılan gelişmeler piyasaları daha ne kadar taşıyacak? Borsa İstanbul’un ve döviz kurlarının geldiği seviyelere bakılırsa belli ölçüde fiyatlanmanın yapıldığı görülüyor. Ancak bu aşamada Borsa İstanbul’daki çıkış hareketinin gücünü koruduğunu da ilave etmek gerekecek. Dolar/TL kurunun sert geri çekilme sonrası 7.50 TL seviyesinin üzerinde zayıf da tepki alımlarıyla karşılaşması, Borsa İstanbul’u bu seviyelere taşıyan banka hisselerinde cuma günü biraz kâr satışı gelmesi kayda değer gelişmeler. Borsa İstanbul’da çıkışın devamı için yeni para girişleri lazım. Döviz kurlarındaki düşüş için de yabancı girişleri veya 225 milyar dolara ve toplam mevduatta yüzde 56 paya ulaşan bankalardaki döviz mevduatının çözülmesi gibi gelişmeleri görmek gerekecek. Piyasalarda iyimserlik sürmekle birlikte kâr satışı ve düzeltme olasılığını da dikkate almak gerekecek.
MERKEZ BANKASI BEKLENTİLERİ KARŞILADI
Merkez Bankası’nın perşembe günkü toplantısı piyasalar tarafından merakla bekleniyordu. Son aylarda toplantı sonrası sıkça gördüğümüz sürprizler bu defa olmadı. Ekonomi yönetimindeki değişimler sonrası verilen ‘piyasa dostu’ açıklamalar uygulamaya yansıdı. TCMB gösterge faiz oranının 4.75 puan artırarak yüzde 15 seviyesine çekti. Ayrıca sadeleştirmeye giderek fonlamaların haftalık repo (gösterge faiz) üzerinden yapılacağını açıkladı. Belirsizlik kalkarken daha öngörülebilir politikalar öne çıktı. Bilindiği üzere piyasalar belirsizliği sevmez. Ayrıca enflasyonun (TÜFE) yüzde 11.89 olduğunu veya yılın muhtemelen yüzde yaklaşık 12.00 gibi bir enflasyon ile tamamlanacağı dikkate alınırsa 3 puan civarında bir reel getiri sağlanmış olacak. Bu açıdan enflasyonda olağandışı yükselişler olmazsa faiz oranının bir süre bu seviyelerde kalması olasıdır. Yeni artışlar zor görülmekle birlikte TCMB’nin toplantı sonrası yaptığı duyuruda geçen parasal sıkılaştırma uygulanacağı açıklaması sonrası faiz indirimi de bir süre için söz konusu değil gibi. Diğer yandan TCMB’nin gösterge faiz oranını yukarı çekmekle yeni bir yük getirmiş olamayacak. Zaten bir süredir ‘örtülü faiz artırımı’ yoluyla TCMB piyasaları 14.75-14.80 faiz oranlarıyla fonluyordu. Gösterge faiz yani haftalık repo faizinden fonlama yapmıyordu. Bu açıdan gösterge faizin yüzde 15 seviyesine çekilmesiyle uygulamada 0.20-0.25 puanlık bir faiz artırımı gerçekleşmiş oldu. Kredi ve mevduat faiz oranlarında çok fazla bir yükselişe neden olmayacak.
DIŞ BORSALAR DA ZİRVELERDE
ABD ve Almanya başta olmak üzere dış borsalarda son zirve seviyelerini tekrar yakaladı. Küresel ekonomi üçüncü çeyreklerde büyüme gösterse de salgın hastalıktaki rekor vaka artışları ve kısıtlayıcı tedbirlerin alınması nedeniyle önümüzdeki dönemde yavaşlama beklentisi hakim. Her ne kadar aşı bulundu haberleri olumlu beklentilere neden olsa da uygulaması zaman alacağı için kış ayları zor geçecek gibi görünüyor. Rahatlama için daha çok bahar ayları ve sonrası işaret ediliyor. Buna rağmen teşvik ve yardım paketleriyle düşük faiz, bol likiditenin etkisiyle borsalar bahar havası yaşadılar. Küresel ekonomiye ait göstergeler ise pandemi öncesinin altında. Borsalar kadar altın fiyatları da yakından izleniyor. Aşı haberleriyle ciddi güç kaybeden altın fiyatı vaka sayılarındaki artış, dış piyasalarda ABD dolarının zayıflaması ve ABD teşvik paketi beklentileriyle tepki alımlarıyla karşılaştı. Toparlanmadan söz etmek için ons fiyatının 1.900 seviyesinin geçilmesi gerekecek. Aşağıda 1.850 destek noktası olarak önem kazanmış durumda. İç piyasalardaki gram/TL altın fiyatı ise dolar/TL kurundaki düşüşün de eklenmesiyle çift yönlü baskı altında. Yön tayini için 450-475 bandı izlenebilir.
BORSADA ÇIKIŞ TRENDİ SÜRÜYOR
Borsada hacim artışıyla birlikte çıkış hareketi devam ediyor. İlk dirençler 1.330-1.335 seviyelerinde Bu seviyelerde kâr satışları görülebilir. 1.335 seviyesinin üzerinde verilecek direnç seviyeleri ise 1.380-1.400 seviyelerinde bulunuyor. Geri çekilmelerde ilk destekler 1.300-1.305 seviyelerinde. Bu seviyelerin üzerinde çıkış trendi korunabilir. Aksi takdirde sonraki destek noktaları 1.280 ve 1.265 seviyelerinde görülüyor. Çıkış trendi gücünü korumakla sürmekle birlikte direnç seviyelerinde kâr satışları görülebilir.
DOLAR/TL'DE İLK DESTEK 7.50 SEVİYESİNDE
Dolar/TL kurunda düşüş devam ediyor. Çıkış kanal desteğinde tutunamadı, 7.50 seviyesinde bulunan 100 günlük hareketli ortalama desteğinin üzerinde tepki alımlarıyla karşılaştı. Bu seviyenin altında sonraki destek noktaları 7.40 ve 7.20 seviyelerinde bulunuyor. Yükseliş denemelerinde ilk dirençler 7.70 ve 7.80 seviyelerinde. Tepki çıkışının devamı açısından bu seviyelerin geçilmesi gerekecek. Sonraki direnç ise 8.00 seviyesinde. Destek seviyelerinde tepki alımları görülse de satış baskısı korunuyor.